1 Mart 2008 Cumartesi

Hayko Cepkin RSF Röportajı

Ikinci albümünden sonra festivallerin olmazsa olmaz sanatçisi haline gelen Hayko Cepkin ile Rock Station Festivali’nde verdigi mükemmel konserin ardindan güzel bir röportaj yapma firsatimiz oldu ve o “yüzüne gözüne boya bulasmis çilgin adam” ile ikinci röportajimizi gerçeklestirdik.Hepinizin soluksuz okuyacagi röportajimiza hos geldiniz…

Rock Station Festivali’ni nasil buldunuz?Ankara seyircisi sizce nasildi?

Hayko: Ankara’ya ilk gelisimiz degildi bu;baya oldu.Ankara seyircisiyle bulusmak yine çok güzeldi.Aslinda sahneyi,konser alanini falan inceleme sansim olmadi,tek bildigim amfi tiyatro gibi bir çim alan olduguydu:).Yoldan geldim,çiktim sahneye,konserimi verdim…Bunun disinda bence iyi geçti;basarili.

Geçenlerde bir müzikalde yer aldiniz.Sizce müzikal mi zor yoksa konser vermek mi?Bir fark var miydi sizce?

Hayko:Benim konserim olsa çok daha rahat olur;çikar sahneye diledigim gibi konserimi veririm;ama müzikalin baska bir havasi vardi;çünkü bir sürü tiyatro oyuncusu ile ortak bir çalismaydi.Yeniden okul yillarina dönmüs gibi onlardan azar isitmek;”’Sunu söyle yapma’ demedim mi sana?!”gibi seyleri yeniden duymak güzeldi.Onun baska bir stresi vardi;ama ora da çok iyi bir ortam.Iyi çalistigin zaman karsiligini alirsin.

O müzikali Ankara’ya getirmek gibi planlar var mi?

Hayko:Herhangi bir bilgim yok;ama Ankara,Izmir,böyle sehirden sehre bir turne planlari vardi;ama ne zaman yapilir;yapilir mi,bu konuda bir bilgim yok.yalniz umuyoruz ki bu turne olur ;çünkü aylarca çalistik,daha çok insana ulasmak ve bu müzikali daha çok kisinin izlemesini elbette isteriz.

Son yillarda Rock müzikte bir yükselis söz konusu.Sizce artan grup sayisi diger taraftan kalitenin düsmesine veya bu müzigin de pop müzik gibi çabuk tüketilmesine neden olur mu?

Hayko:Valla bizde seri tüketim her sey için geçerli.Ne bileyim,bir telefon çikiyor;herkesin elinde o telefon;ya da bir araba çikiyor,herkes ondan almak istiyor.Yani biz seri tüketmeye alismis bir milletiz;bir program olur,dizi olur…Suyunu çikarana kadar artik…Bu tüketilen her sey için geçerli;Rock müzik gruplari ortaya çiktigi zaman da ayni sey bizim üzerimizde de uygulaniyor.Rock müzik patladi ve buna seri tüketim olarak festivalleri örnek verebilirim.Eskiden bir iki festival vardi;hangisine gidelim,parayi nasil biriktirelim,hayaller kurulurdu.Simdi bir ayda on tane festival oluyor.Aslinda bu iyi bir sey mi kötü bir sey mi tartisilir.Bence o kadar da iyi bir sey degil.Çünkü insanlar bir seyi görmeye alisir ve bunu takip etmeyi kesebilir diye düsünüyorum.Her seyin tadinda ve lezzetinde olmasi gerektigini düsünüyorum.O yüzden ben sahnemde her seferinde degisiklikler,farkli bir seyler yapmaya çalisiyorum ki her seferinde izlenilebilir kilayim.

“Moda olan her sey bir gün demode olur” diye bir inanis vardir.Siz son günlerde Türk Rock piyasasinda çok revaçta olan bir isimsiniz.Bir gün demode olmak gibi bir korkunuz var mi?

Hayko:Tam tersine benim böyle bir mutlulugum var.:)Her seyin bir baslangici oldugu gibi bir sonunun da olmasi gerekiyor.Yeri geldiginde devamli yüksekte olursam kendimi yok etmek için bir planim var.

Peki planinizdan ipuçlari alabilir miyiz?

Hayko:Sahsen söyleyim;kendime zarar verecegim bir sey yapip,kendimi yok etmem gibi bir plan yani.Çünkü devamli revaçta olamazsin…

Kurt Cobain gibi mi yani?

Hayko:Hayir,hayir;öyle bir sey degil;kesinlikle öyle bir sey degil.Yapacagim baska bir projeyle baska bir hikayenin içerisine girip insanlari yine yaniltmak,sasirtmak;farklilasmak…O tarz bir sistem yani;çünkü devamli göz önünde olmak gibi bir sey olmaz yani.(Dövmesini göstererek)Bunun bir anlami var:Kullanilirsin,sonra burusturulup çöpe atilirsin.Insanlarin karsisina hep ayni sekilde çikarsan insanlar sikilir.Yeni yeni,farkli seyler yaptigin taktirde kaliciligi saglamis olursun.

Günümüzde gerek görünüs gerekse ses olarak bazi müzisyenlere benzetiliyorsunuz.Bu durumdan hosnut veya rahatsiz olma durumunuz oluyor mu?

Hayko:Ne hosnudum ne rahatsizim.Yani çok da umurumda degil.Ben kendimi ve ne yaptigimi biliyorum.Kimlere benzeyip kimlere benzemedigimi de biliyorum.Akli basinda bir adamim yani.Birilerinin bir seyler söylemesi benim çok da fazla umurumda degil.Elestiriyi kabul ederim;ama dogru elestiri önemlidir.Elestiri güzel bir seydir.Neyi dogru neyi yanlis yaptigini gösterir;ama saçma sapan seylere de fazla takilmam yani.:)

Bir önceki röportajimizda gitar çalmayi çok istediginizi;”Taverna Imaji” yüzünden klavye çalmaktan hoslanmadiginizi söylemistiniz.Acaba gitar çalma isteginizin nedeni gitarin Rock müzik ile özdeslesmis olmasi mi?

Hayko:Yok,ondan dolayi degil;yani çok gitar kafasi çalisan bir adamim ama gitar çalamadigim için onlari gitarla hayata geçiremiyorum.Onun için klavye kullanarak gitar çalmaya çalistim;ama ne kadar ayni sound’u yakalarsin?!Klavye çalma konusunda basariliydim;onun için ikiye bölmedim kendimi,bir de gitar çalayim diye.Bir de gitari ayakta,dagitarak çalabilirsin;ama klavyede bir sabit olma durumu var.Gitarin o hareketliligi hosuma gidiyor:)

Yabanci dinleyiciye ulasmak gibi bir amaciniz var mi su anda?

Hayko:Elbette var.Yani gerçekten yurt disina her anlamda açilmak…Ne bileyim;Almanya’ya konsere gittiginde seni izleyenlerin %90’i Almansa iste o zaman gerçekten yurt disina açildin demektir.Oraya gidip konser verebilirsiniz;ama orada Alman seyirci tarafindan tercih ediliyorsaniz o zaman yurt disina açilmis oluyorsun…Neticede orada yasayan gurbetçilerimize çalmak bence yurt disina açilmak degil.Yine kendi insanin tarafindan dinlenmis oluyorsun çünkü.

Peki son olarak eklemek istediginiz bir sey var mi?!

Hayko:Yok… :)

(Rock Station Festivali'nde Duygu Demirel [darkassistant] tarafindan bu röportaj yapilmistir.Her hakki Siyahperde.NET'e aittir.Izinsiz hiçbir yerde ve hiçbir sekilde yayinlanamaz.)

Hiç yorum yok: