Sarkicilik,kitap yazarligi,dergi editörlügü…Özellikleri saymakla bitmeyen dünya tatlisi bir kiz Aydilge.”Küçük Sarki Evreni” isimli albümüyle herkesi kendi ‘Küçük Sarki Evreni’ne davet eden bu tatli insanla AnkirockFest’te sahne almadan önce tadi damaklarda kalan bir röportaj yaptik.Röportaj öncesinde sorulari arkadasi Mert’in hazirladigini duyunca çok sevinen Aydilge sorularimiza içtenlikle yanit verdi.Eminiz bu sicak sohbet sizlerinde çok hosuna gidecek…Buyurun arkadaslar;o güzel sohbet sizlerle…
“Küçük Sarki Evreni”ni çikarmadan önce “Mavi” isimli bir grubunuz vardi.Simdiki grup arkadaslariniz da “Mavi” zamanindan mi?
Aydilge:Ya Mert o grubu nerden hatirlamis?!:)Onun gibi birçok grubum varda;ama hepsi amatör,’cover’ yapan gruplardi.Çalan insanlar da çok profesyonel degillerdi.Prova yapmak için Yalvardigim dönemleri hatirliyorum…Simdiki arkadaslarim çok profesyonel insanlar.Gitarlari Cem SARIOGLU çaliyor;davulda Berk SARIOGLU,bassta Metecan METE var.Albümde tekmisim gibi görünmeme ragmen,benimle çalan grubun yaptigim müzikte çok önemli bir yeri var.Arkamda çalan grubun iyi olmasi çok önemli;çünkü sahnede kötü müzik çikarsa kimse “Gitar kötü,su kötü.” falan demez;direk “Aydilge kötü.” der.O yüzden onlar da benim adima büyük sorumluluk tasiyorlar.Bu yüzden iyi müzisyenlerle çalismak zorundayim ve simdiki grubumla da çok mutluyum su anda.
Çok yönlü bir yapiniz var.”Bulimia Sokagi”,”Aydilge’nin Düsleri” gibi kitaplariniz,”Küçük Sarki Evreni”niz,”Volume Dergisi” editörlügünüz ve belki de bilmedigimiz diger seyler...Biz yapmaya çalistiklarinizin ortak bir yönünü bulduk;insanlara ulasmak.Siz Amerikan Kültür Ve Edebiyati’ni bitirdikten sonra egitiminiz dahilinde çok farkli isler de yapabilirdiniz.Nedir sizi sürekli insanlar için bir seyler yapmaya iten güç?
Aydilge:Aslinda Amerikan Kültür Ve Edebiyati bir edebiyat fakültesi ve yaptigim isle de çok alakali.Yazarligimi çok etkiledi;iki romanimi da fakülteden mezun oldugumda yazdim mesela.Orada çok fazla edebiyat dersleri,yazim teknikleri falan ögretiliyordu ve bu dersler bana inanilmaz bir tecrübe ve deneyim kazandirdi.(Sonra gayet normal bir ifadeyle)Hayir,tecrübe ve deneyim kazandirmadi;çünkü ikisi de ayni sey!(Ve kulis kahkahaya boguldu!)Bir yandan da birçok sair okuyorsunuz;ki bu da söz yazarligimi gelistirdi.Tabi ki yetenek insanin içindedir;ama bunu en iyi biçimde sekillendirebilmem için birçok teknik asilandi bana o okulda.Elbette oradan bombos kafalarla çikanlar da oluyor;ama önemli olan ögrenilenlerle bir seyler yapabilmek.
Siki bir Kurt COBAIN hayrani oldugunuzu biliyoruz.Aydilge’yi ifade eden bir Nirvana nakarati veya sarki sözü var mi?
Aydilge:Nirvana’nin birçok sarkisinda kendimi buluyorum zaten.Özellikle o on dörtlü yaslarda falan “Ben hiçbir seyi takmiyorum;güçlüyüm” gibi duruyordum;ama ayni zamanda asiri kirilgandim aslinda.Sanki böylelikle kendime bir kalkan olusturmustum;o yüzden insanlarla iliski kurmaktan falan uzak duruyordum.O zamanlar simdiki halimin tam tersiydim.Ayni,Kurt’te de bu var;”Nevermind” der,hiçbir seyi takmadigini söyler;ama aslinda çok kirilgan oldugu için böyle bir kaçis yolu bulmustur kendine.Her seyi çok umursayan;kafaya çok takan bir adam oldugu için ve bunu belli etmemeye çalistigi için böyle yapiyordu.”Nevermind” diye bagirirken aslinda çok taktigini söylüyordu bir yandan da.Iste on dört yaslarindayken ben,”Nevermind”in kitapçiginin basinda yazan,uzun,hitabe gibi bir sey vardi;sarki sözlerini birlestirmislerdi,onu ezbere okurdum.(O an birden dilinden o satirlar dökülmeye basladi.)Bu arada o yaziyi hala unutmadigimi fark ettim simdi.:)
Istanbul’da “Dans Et” adinda özel bir okulda radyo,TV,sinema üzerine atölye çalismalari aldiniz.Bugünkü Aydilge’ye o okulun katkilari oldu mu?
Aydilge:Benim çok hizli konusan ve bazen lafi gereginden fazla uzatan bir yapim var.Daha az konusarak kendimi daha rahat ifade etmeyi becerebilmek için gitmistim o kursa ve o kursta Levent ÜNSAL hocamiz vardi;düzgün konusma teknikleri ögretiyordu.Gerçi simdi bakiyorum;hala çok hizli ve lüzumsuz konusuyorum.:)O yüzden pek ise yaramamis galiba.:)O zamanlar ben çok mutlu oldum.Ekibimiz ve arkadasliklar çok güzeldi.O baglamda iyi ki gitmisim.Yalniz ise yaradi mi?!Pek yaramamis anlasilan!:)
Cem:Belki de bu düzelmis halindir?!
Aydilge:Ya,evet,haklisin…Belki de bu düzelmis halimdir.Belki eskiden çok daha kötüydüm…(Kulis yine kahkahaya boguldu!)
Duygularini saklayamayan,hemen her yerde gülen veya aglayan,karsinizdaki kim olursa olsun onu çok derinden hisseden ve heyecanlanan birisiniz;oldukça saydam bir ruhunuz var.Sürekli pozitifsiniz.Bu enerji,kocaman gülümseme ve tükenmeyen içtenliginizin bir formülü var mi?
Aydilge:Aslinda formülü yok.Bu piyasada insanlar sürekli formüller üretiyorlar.”Rockstar” duruslari var;daha ‘cool’ falan…Ben hiç öyle olmadim,olmayacagim da.Canim istemiyor yani;ben böyle mutluyum.Bunun artilari oldugu gibi eksileri de var.Herkes beni daha kolay ulasilabilir ve belki de kirilabilir görüyor.Insanlar bazen samimiyetle saygisizligi karistiriyor.Ben çok samimi bir insanim;ama saygisizliga da gelemem.Bazen onu ayirt edemiyorlar;benim tek sikintim o.Yoksa hiçbir zaman siyah gözlüklerimi takip (Böbürlenerek)”Merhaba arkadaslar!” falan geyigine girmeyecegim.
Bu söyledikleriniz disinda eklemek istediginiz baska bir sey var mi?
Aydilge:Son olarak eklemek istedigim sey…Çok mutluyum su anda!:)Ayrica seni de çok sevdim!:)Mert’e de çok çok selam!:)
Röportaja baslamadan önce de grup arkadaslarina dönüp “Ya sunun sekerligine bakin;çok sevdim ya!” diyen bir kisilikten daha nasil bir son söz beklenebilirdi ki?!:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder